16 Temmuz 2015 Perşembe

ALMATI - ALMA ATA - YİNE YENİDEN SERİSİNE DEVAM

Evet, sevgili okurlar, yine yeniden serisine devam ederek son yıllarda senede bir ziyaret ettiğim Almatı veya eski adı ile Alma Ata hakkındaki yeni yazıma başlamak istiyorum. Bir önceki yazımı okuyanlar, bu yazıda Almatı hakkında yeni ve farklı ne yazacak bu adam diye merak edebilirler. Ülkeler ve şehirler hakkındaki yazılarımda genellikle seyahatte gördüklerimi yazdığımdan, bu sefer aynı yolu izleyeceğim. Kazakistan 2,7 milyon m2 toprak yüzölçümü ile dünyanın 9.büyük ülkesi, bir kıyaslama yapmak için yüzölçümünün Batı Avrupa’ya eşit olduğunu söyleyebiliriz. Ancak nüfus için aynı şeyi söylemen mümkün değil. Ülkenin büyük kısmı bozkır, tundra olduğundan nüfus yoğunluğu oldukça düşük seyretmekte ve toplam ülke nüfusu 16 milyon mertebelerinde salınmaktadır. Yazıya konu Almatı ise 2 milyona yaklaşan nüfusu ile ülkenin Başkent Astana ile beraber en kalabalık şehirlerinden biridir. Genelde yüksek doluluk oranları ile uçan ve Air Astana ile code sharing de yapan Türk Hava Yollarının bu 6 saate yaklaşan uçuş destinasyonuna neden halen tek koridorlu uçakları verdiğini anlayamadığımı bir kez daha buradan yazmak istiyorum. Konacak çift koridorlu uçaklarında dolacağını ve yolculara daha konforlu bir uçuş imkânı tanınacağını düşünüyorum. Pratik bir bilgi olması açısından eğer havaalanından şehre otelinize taksi ile gidecekseniz ve yanınızda Tenge (Kazak parası) yok ise, üzerinde Visa/Mastercard yazısı olan ve kredi kartı kabul eden taksilerden birini seçmenizi öneririm. 4.000 – 5.000 Tenge’den daha fazla ödemeyeceğinizde baştan şoföre söylemenizde fayda var. Sonradan otelin kapısında change Office aramak veya otel resepsiyonuna taksi ücretini otel odanıza yazdırabilmek için yalvarmak zorunda kalabilirsiniz. Doğal kaynaklar bakımından (petrol, doğal gaz, altın, bakır) oldukça zengin olan ve nüfus yoğunluğu düşük olan Kazakistan’da, bu kaynaklardan gelen gelirin en azından gördüğüm kadarıyla Almatı’da halka dağılımı çok homojen değildir. Tabii ki alt yapı, üst yapı projeleri için ciddi kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır ancak beklentim gelir dağılımında homojenliğin artırılarak gelen gelirlerden halkın daha çok pay almasıdır. Doğal kaynaklardan kazanılan para sayesinde özellikle lüks arabaların sayısında ciddi artışlar olduğunu görmeden geçemeyeceğim, aslında yaklaşık 7.000 USD’lik bir kişi başı milli gelire sahip olan Kazakistan’da, halk üzerinde benim hissettiğim fakirlik tortusu belki de eski Sovyetler döneminden kalma bir tortudur. Bu arada geçen seneki ziyaretime göre yeni AVM ve otellerinde açılmış olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Almatı’da beni olumlu anlamda etkileyen konu Kazak’ların özelikle Türklere karşı yaklaşımlarındaki iyimserlik ve yardımseverlik olmuştur. Türklerin ile Kazakların ortak geçmişlerinden dolayı birbirlerini anlama konusunda problemleri olmamaktadır. Türkçe bilen veya Türkçe konuşunca anlayan birçok Kazak ile tanıştım. Zaten Kazak lisanı içerisinde direk olarak Türkçeden gelen kelimeler sizleri şaşırtacak derecede çoktur. Kazaklar, Türkler ve Türkiye ile iş yapmaktan memnu olan bir halk olarak gözüme gözükmekte, umarım bu hislerimde yanılmıyorum. Almatı’ya giden veya gidecek olan Türklerin yemek, otel, şehirde seyahat gibi konularda hiç problem yaşamayacağını düşünüyorum. Kazak mutfağı et, hamur işi ve sebzeleri bir arada dengeleyen bir mutfak. Kuzu eti yanında at eti de yeniyor, at eti için özel yetiştirilen atların lezzetli etleri aklınıza bizdeki Yedikule surlarındaki kaçak kesimleri getirmesin sakın. Kuzu şiş (şaşlık), Adana kebap (lüle), ciğer kebap, etli ve soğanlı börek, bol yeşillik, domates salatalık, patlıcan, tandır ekmeği yemeklerde masalarda bol bol karşınıza çıkan yiyecekler. İsterseniz kımız’da deneyebilirsiniz veya leziz Kazak veya Rus votkalarının tadına bakabilirsiniz. İyi bir Kazak votkası içmek isterseniz Dostar (Dostluk) marka votkayı deneyebilirsiniz. Şehir planlaması yapılırken Rusların elinin değdiği belli olan Almatı’da grid sistem denilen birbirini paralel ve dik olarak kesen geniş caddeler ve trafik ışıkları ile yönetilen kavşaklar oldukça çok. Kısa bir metrosu ve tramvayıda olan Almatı’da sabah ve akşam trafik sıkışıklıkları olmakta olup, 2 milyonluk nüfusa sahip bu şehrin trafik problemi bir İstanbul ile kıyaslanamayacak derecede düşüktür. Peki, Almatı’da iş dışında ne yapılır, nerelere gidilir? Alatau sıra dağlarının eteklerine kurulmuş olan Almatı’da bu dağlar insanların sıkça kaçtıkları gezi ve eğlence yerleridir. Şehre çok yakın olan Çimbulak kayak ve buz pateni tesisleri Almatı’da yaşayanlar, Kazaklar ve turistler için oldukça çekici bir merkezdir. İstenirse araba ile istenirse teleferik ile çıkılabilen Çimbulak tesisleri kışın ve yazın binlerce misafiri ağırlamaktadır. Alatau dağları günlük ve haftalık yürüyüş, trekking ve kamp rotaları ile yine çekici imkanlar sunmaktadır. Dağların diğer tarafı Kırgızistan olup, Almatı’dan çıkan Kırgızistan’a gidip geri gelen trekking turlarını satın almak mümkündür. Almatı Merkez Müzesinde Kazakistan tarihine ilişkin öğeleri görmek mümkündür. Panfilov Parkında, Rus şehirlerinde de görebileceğiniz 2.Dünya Savaşında hayatını yitiren insanların anısına sürekli olarak yanan ateş ve anıtı görmek de mümkündür. Eğer daha eğlenceli bir şeyler yapmak isterseniz etrafta bol miktarda görebileceğiniz Karaoke barlarına veya Casino’lara da gidebilirsiniz. Fazla turistik imkanlar sunmayan, ağırlıklı iş için seyahat edilen Almatı hakkındaki bu devam yazısının oralara gidecek olanlara veya orayı merak edenlere ışık tutmuş olacağını ümit eder, tüm okurlara iyi bayramlar dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder